Tarih boyunca kanlı çarpışmalara sahne olan, kültürleri, dinlerin ve ulusların iç içe geçtiği hararetli bir bölge: Levant. Asya ile Afrika arasında jeopolitik bir köprü olarak hayati bir öneme sahip olan Levant, yüzyıllar boyunca bölgede uygulanan hareketli ve şiddet içeren politikalarla çalkalandı. Levant’ı cazip kılan etkenlerden biri de, bölgenin coğrafi açıdan üstün güçlerin istilasına her zaman açık oluşuydu. Bu bağlamda Levant dönüşümlü olarak Romalılar ile Persler, Bizanslılar ile Müslümanlar, Memlukler ve Moğollar, İngilizler ve Fransızlar ve en nihayet ABD ile Sovyet Rusya arasında bir çekişme alanı oldu. Bugünkü İsrail, Suriye, Ürdün, Filistin ve Toros Dağları’nın güneyini kapsayan Levant günümüzde de bir barut fıçısı olma özelliğini koruyor. Bölgenin Basra Körfezi’ne, dolayısıyla petrole yakınlığı küresel bir süper güç olarak ABD’yi yakından ilgilendiriyor kuşkusuz. William Harris bölgenin jeopolitik evrimini Romalılardan başlayarak ele alırken, günümüzdeki konumunu ve geleceğini de değerlendiriyor. Harris arşiv niteliğindeki çalışmasında şu soruyu da sormadan geçemiyor: Türkiye, yeni bir Bizans mı?
Size en iyi deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanılmaktadır. Çerezler, sunmuş olduğumuz hizmetlerin size özel ve tercihlerinize göre kişiselleştirilmiş içerikler olarak sunulmasına imkan tanır. Çerez Politika'mızı inceleyerek çerezler hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.
