Kitap Hakkında

Sinan’ın Selimiye’sini iyi okumak Osmanlı-Türk kültürünün bir bileşenini iyi anlamak demektir. Anadolu’da ve Rumeli’de İslam kültürü yorumu, toplum katında hangi bileşenlerin katkısıyla şekilleniyordu? Anadolulu, Akdenizli, Avrupalı, Doğulu bileşenler ne kadar hazmedilerek bir araya gelmişti? Toplumun hangi katları, hangi grupları, hangi eğilimleri sanat biçimlerini yönlendiriyordu? Sinan İsfahan ya da Herat mimarlarına mı, Antemios ve İzidor’a mı, Michelangelo ya da Leonardo’ya mı daha yakındır? Ya da bütün bunların ortasında başka bir sanat varlığını mı temsil eder? Osmanlı kubbesi Melikşah’ın, Timurluların, Memluklerin kubbelerine benzemez, ama Ayasofya’nın kubbesine benzer. Ne var ki Yeşil Cami’nin ya da Üçşerefeli’nin kubbeleri de Ayasofya’ya benzemez. Bütün bu benzerliklerin ve farkların ötesinde, Selimiye’yi yaratan sanat iradesini Osmanlı-Türk kültürü neyle besliyordu? Görsel benzerlikler ya da sultanların iradeleri dışında Selimiye’deki kadar tutarlı ve derin bir yaratma süreci, ancak toplumla organik bir ilişki içinde ve uzun sürede ortaya çıkabilirdi. Anlaşılan Selimiye, bir özün dışa vurması gibi, binlerce yıllık yapı geleneğini, olabildiği kadar Akdenizli olmuş, ama yine de Doğulu kalmış bir İslam toplumunun kendine özgü biçim duyarlığıyla özümlüyordu. Bu nedenle Sinan’ın yapıtı her okumada yeniden anlam kazanacak bir sanat ölçütüdür.

Devamını oku

Ürün Özellikleri

  • Kitap Özellikleri
  • Yayınlanma Tarihi
    12 / 2017
  • Yayınlanma Sayısı
    3
  • Sayfa sayısı
    320
  • Ağırlık
    1470
  • Boyutlar
    20 x 28
  • Cilt Tipi
    Ciltli
  • Kağıt Cinsi
    1. Hamur
  • Yayınlandığı Konum
  • Cep Boy
    Hayır
  • Barkod
    9786053603382
      Babil.com
      Tarayıcı ile devam et veya Uygulamada Aç