Kitap Hakkında
Bu kitap Gilles Deleuze ve Félix Guattari’nin görüşleriyle minör edebiyatın nasıl bir devrimci potansiyeli ve sınırsızlığı taşıdığını anlatmakla beraber yalnızca edebiyatseverlere değil, dil ve iktidar arasındaki ilişkiye merak duyanlara da hitap eder.
“Her yazarın dille bir meselesi olması gerektiğine inanıyorum” ya da “Yazabilmek için insanın evinden kopması gerekir” ifadeleriyle Latife Tekin, Deleuze’ün “ana diline yabancı gibi yazmak” sözlerine adeta karşılık vermiştir. “Edebiyatın sınıfsal niteliği” ifadesi ve geleneksel dil
kurallarını, kolektif bir azınlık olan yoksulların dilsizlikleriyle bozma çabası; farklı temaları ve çoklukları bir araya getirerek dilsizlerin sesini duyurmaya yöneltmiştir. Bu süreçte, kullanılan dile karşı bir savaş açarak, temsili edebiyat biçimlerini tahrip etmiş böylece minör edebiyatın ortaya çıkmasına olanak sağlamıştır.
Latife Tekin; Ulus Baker, Proust ve Deleuze’ün üzerinde durduğu anadiline yabancı gibi yazma düşüncesini, “Gerçi yazabilmek için insanın evinin dilinden kopması gerekir. Dili dışarıdan seyredemeyen kişilerin yazabileceklerine pek inanmıyorum” söylemiyle yansıtmıştır.
Ürün Özellikleri