Kitap Hakkında
Ölüm, bizi sevdiklerimizden ayırırken; onları nereye götürdüğünü bilmek, içimizdeki özlemi kurutmağa güç yetirebilir mi? Theo, onca olasılık arasından mutlu sonla bitmesi sadece tatlı bir hayalden ibaret olan sevda kuyusunda boğulmayı tercih etmiş, Minoslu bir delikanlıdır. Nihayet sevdiği kadına kavuşacağı düğün gününde; Girit’te patlayan bir yanardağı, sevgilisi Thea ve ailesinin tamamı da dahil olmak üzere hayatında tanıdığı ne kadar insan varsa hepsinin canını alır. Sevdiğinin kiraz çiçeği ile boyanmış dudaklarına son bir buse dahi konduramadan hiçliğe gömülen Theo, gözlerini onu sırılsıklam etmiş bir sazlığın içinde yatarken açar. Ne var ki kendisi başına ne geldiğini ve tam olarak nerede gözlerini açtığını henüz anlayamadan; kendilerine “Hel neferleri” diyen bir grup silahlı gencin düşünsel rüzgarına kapılır. Neferlere liderlik eden “Hildur” adında bir genç, yarı tanrı olduğunu iddia eder ve Theo’yu himayesi altına alır. Ona ölmüş olduğu ve gözlerini henüz öteki dünyaya açmış bulunduğunu açıklar. Theo, ailesini bulma gayretiyle neferler arasında kendine bir yer bulur. Hildur’un irfanı ile aydınlattığı yolda dehşetengiz bir maceraya çıkar. Amacı ailesini, her nerede iseler, bulmak ve onları onunla beraber tekrar dünyaya götürmektir. Bu yolculuğu esnasında muhtelif sergüzeşt arasında gark olan genç Minoslu, zamanı geldiğinde kafasını kaldırır ve türler arasında kaybolmuş öte dünyadaki ilginç yaratıklarla başa çıkmak durumunda kalır. Maceralar ve yaratıklar, neferler ile arasında şüpheli bir bağı vaki kılar. Bu bağın etrafını sarmış zehirli sarmaşığın ucunda ise kırmızı rengiyle bir çiçek biter: aşk.
Ürün Özellikleri