Kitap Hakkında
Günlük hayatımızda yoğun olarak karşılaştığımız aynı zamanda her toplumda ve her zamanda görülebilen, insanlığın temel hareketlerinden birisi olan göç kavramı özellikleri itibariyle zorunlu bir göç çeşidi olan sürgün ve özel bir göç çeşidi olan hicret birlikteliğinde incelenmiştir. Çalışma, Deleuze’ün göçebe imgesi çerçevesinde açıklandığı gibi bir süreci esas alır. Buna insan hareketlerinde mevcut olan dinamikleri inceleyerek başlar. Deleuze’ün dünyevi göçebe imgesini benimsemekle birlikte hareketin, seküler modelden daha ilahi perspektife geçiş olduğunu savunur. Daha sonra çalışma, bu geçişin izlerini yabancı/öteki ile yerli/yerleşik açısından muhacir-ensar kavramları üzerinden Peygamberin hicretinde araştırır. Her iki modelin hareketin yapısı içindeki ters bir yönü vurguladığı gösterilir. Çalışma, hareketteki ters yönün Gazze-İsrail haberlerinde göründüğünü savunur ve sürgüne itilen Gazzelilerin hicret imkânını sorgular. Bu haberler, hareketin göç-sürgün diyalektiğinde yeniden tanımlamada dönüşümünü anlamayı sağlarken aynı zamanda Gazzeli halkın kuzey ve güney arasında hareket ederek nasıl varoluşsal mücadele ettiğini göstermeye çalışır. Eser, hicretin yapısındaki hareketin toplumun dönüşümü ve inşasında kolektif olarak paylaşılan tecrübeye yansıdığı ve anlam bulduğu iddiasındadır.
Ürün Özellikleri