Bakarken ne görürüz? Gördüğümüz şey sahiden bize mi aittir? 2017 yılında kaybettiğimiz sanat tarihçisi, yazar ve ressam John Berger, BBC için çektiği televizyon dizisinin kitaplaşmış hâli olan Görme Biçimleri’nde ünlü sanat eserlerinden reklam afişlerine dek geniş bir alandaki görseller üzerinden bize sunulanları ve bunları ne şekilde algılamamızın sağlandığını anlatıyor. Dizinin çekildiği 1972 senesinden bu yana görsellikle kurduğumuz ilişkinin çığ gibi büyüdüğünü düşünürsek, Görme Biçimleri giderek önem kazanan bakma-görme meselesine eleştirel yaklaşmak adına asla eskimeyecek bir klasik olarak kendini tekrar tekrar hatırlatıyor.
17 Eylül 2021, Cuma
Sondan başa doğru okumaya başladığım bir yazar Berger. En klasik, en çok bilinen eserini en son okudum. Herkesin keşfi aynı yerden başlamıyor. Görme Biçimleri’nde Berger klasik eserlerden reklamlara kadar görsel hafızayı etkileyen, tetikleyen ne varsa didik didik ediyor. Burada bütün mesele görsellerin dönüştüğü imgeleri anlamaya çalışmak, nasıl her figür ortak anlayışta bir imgeye evriliyor, bunu görmek. Berger bu konuda yardımcı bir rehber yazmı adeta. Çıkış noktası “görmenin konuşmadan önce gelmesi”, gerçekten bir bebek önce etrafını algılamaya çalışır, sonra taklit ederek konuşmaya başlar. Kitap buradan açılıyor. Sonra görsel algı, imge, eleştirel bakış açıları ve sanat bakış açılarına yer veriyor. Esere sahip olma kısmı özellikle dikkat çekiciydi. Bunun yanında erkek bakışıyla kadın konusu ise yıllardır empoze edilen konuyu güzel eleştiriyor, müthiş tespitleri var bu konuda. Her kütüphanede mutlaka bulunması gereken bir kitap, niçin bu kadar çok basılıp sık sık tükendiğini anlamak hiç de zor değil.