Kadınların kamusal alanda görünür olmalarının erkekler için hâlâ korkulu bir rahatsızlık uyandırdığı, eserlerini müstear erkek isimleriyle yayınlamak zorunda bırakıldığı bir dönemde yazdı Jane Austen. Gurur ve Önyargı’da 19. yüzyıl İngilteresi için olağanüstü olan hiçbir şey anlatmadı; yedi kişilik sevecen ve renkli bir ailenin hikâyesinden bahsetti, kızlarına zengin eşler arayan bir anne, anlatıya keyif veren bir baba ve kız kardeşlerin hikâyesinden. Romanın bir aşk hikâyesi anlattığı yanlış değildir belki ama Austen çok daha fazlasını vadeder okuruna. Dönemin aile hayatından, gündelik yaşamından, sınıf çatışmalarından, taşra yaşamından samimiyetle söz açar. Diyalogları incelikle inşa etmiş, karakterlerini dikkatle kurgulamıştır; üslubundaki canlılık aradan geçen onca zamana rağmen yitmemiştir. Gurur ve Önyargı, Jane Austen’ın henüz 21 yaşındayken insanlığa armağan ettiği, klasikler arasında özel yere sahip eşsiz bir roman.