İngiliz yazar George Orwell, ülkemizde daha çok Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı kitabıyla tanınır. Hayvan Çiftliği, onun çağdaş klasikler arasına girmiş bir diğer çok ünlü eseridir. 1940'lardaki "reel sosyalizm"in eleştirisi olan bu roman, dünya edebiyatında yergi türünün başyapıtlarından biri olarak kabul edilir.
Hayvan Çiftliği'nin başkişileri hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirir. Amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktır. Aralarında en akıllı olan domuzlar, kısa sürede önder bir takım oluşturur; ama devrimi de yine onlar yolundan saptırır. Ne yazık ki insanlardan daha baskıcı, daha acımasız bir diktatörlük kurulmuştur artık. George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romandaki önder domuzun, düpedüz Stalin'i simgelediği açıktır. Diğer kahramanlar gerçek kişileri çağrıştırmasalar da, bir diktatörlük ortamında olabilecek kişilerdir.
Altbaşlığı bir peri masalı olan Hayvan Çiftliği, bir masal anlatımıyla yazılmıştır; ama küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değil, çarpıcı bir politik taşlamadır.
Cilt Durumu | : | Ciltsiz |
Basım Tarihi | : | Ocak 2021 |
Basım Yeri | : | Türkiye |
Boyutlar | : | 12,50 x 19,50 cm |
Basım Dili | : | Türkçe |
Orijinal Dil | : | İngilizce |
Kağıt Tipi | : | 2. Hamur |
Sayfa Sayısı | : | 152 |
Barkod | : | 9789750719387 |
harika bir kitap. bundan sonra ursula le guin in mülksüzler kitabı da okunmalı bence
Okurken hiç de yabancı olmadığımız olayların içinde kendinizi bulacaksınız . Zira kitap Türkiye'yi anlatıyor.
''Bana önerebileceğin kitap nedir'' diye soranlara kuşkusuz Hayvan Çiftliğini öneririm. Çünkü hem akıcı şekilde ilerliyor hemde ders niteliğinde sıkılmadan okuyabilirsiniz. Şimdiden iyi okumalar
Güncelliğini her zaman koruyan bir eser. Yaşantımızla paralellikler içeren şahane bir roman. Bir çırpıda merakla ve keyifle okudum.
Her yaşta okunabilecek ve her dönem siyasetini içinde barındıran bir roman. İnsanların yavaş yavaş her şeye alıştırılabileceğinin göstergesi.
Rus devrimini ve ideolojinin nasıl zamanla değiştiğini, yanlışa yöneldiğini anlatan mütiş bir siyasi kurgu. Bu kitap ders olarak okutulmalı.
özgürlüklerini savunamayanların ödedikleri bedel ağırdır. farklı bakış açısı, akıcı masalsı anlatımı, okuyun derim.
Özgürlüklerini savunamayanların ödedikleri bedel ağırdır. <br /> değişmez düzenin farklı bakış açısıyla aktarımı, güzel olmuş okuyun!
'Hayvan Çiftliği' 1996 yılında geçmiş tarihler için verilen Retro Hugo Ödülü'nü 1946 senesi için aldı.<br />Roman iki kez beyaz perdeye aktarılmış. İlki 1954 İngiltere yapımı.<br />İkincisi 1999 Amerika yapımı.<br />Henüz animasyon filmi izlemedim. İlk fırsatta artık:)
Gerçeklerin bir hayvan çiftliğine harika uyarlaması... Okurken heyecanlanıyor ve bir çıkış yolu, bir umut bekliyorsunuz. Lakin damağınızda düş kırıklığı tadıyla bırakıyor sizi.
İnsanoğlu var oldukça tazeliğini hep koruyacak bir konuyu hayvanlar üzerinden sakin ve yer yer çarpıcı bir şeklide işliyor, anlatıyor... Mutlaka okunmalı
küçükken okumuştum ve george orwellın çok zeki bir olduğunu düşünmüştüm gerçekten öyle biri distopik türün en iyi yazarıdır belki de , sistem ve toplum eleştirisini farklı ve etkileyici bir yolla anlatmış
George Orwell'ın okuduğum ilk kitabı.Tekrar tekrar okunması gereken bir kitap. 1943'lü yıllarda yazılmış olmasına rağmen günümüze bir pazıl parçası gibi uyuyor okumanızı tavsiye ederim.
Kitabı açmamla bitirmem bir oldu. Oldukça akıcı bir eser. Birleşip çiftliği ele geçiren, hayallerine kavuşan hayvanların öyküsü. Hayvanlar üzerinden insan doğasına yapılan harika bir eleştiri.
Kitabı açmamla bitirmem bir oldu. Oldukça akıcı bir eser. Birleşip çiftliği ele geçiren, hayallerine kavuşan hayvanların öyküsü. Hayvanlar üzerinden insan doğasına yapılan harika bir eleştiri.
İnsanlar ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar eşitlik diye bir kavramı hayal etmekten öteye geçemezler.Çünkü birisi/birileri çıkar o eşitliği kesinlikle bozar.Kitapta dediği gibi 'TÜM HAYVANLAR EŞİTTİR AMA BAZI HAYVANLAR DAHA EŞİTTİR' <br />Anlatımı,konusu ve vurgusu kesinlikle muhteşem olan bir Peri Masalı :)
Fabl tarzında yazılan hiciv kitabıyla karşılaşıyorsunuz. Bir stalinizm eleştirici olan kitap insanı içine alıp kısa süre de bitiveriyor ve tabi ki size Orwell'ın diğer kitaplarını daha da merak ettiriyor.
kesinlikle çok güzel bir kitap. okuduğum ilk Orwell kitabı diğerlerini de çok merak ediyorum en kısa zamanda okunmayı bekliyorlar. Hala bu kitabı okumayan varsa kesinlikle tavsiye ediyorum. Masalsı ve akıcı anlatımıyla hayatın gerçeklerini,eşitsizliklerini çok iyi anlatıyor
Yeni okudum ve gerçekten beğendim. Yazarın Stalin dönemi hakkında eleştiri yaptığını duymuştum, acabalarım vardı. Kitabı okurken bazen bunlar hayvan mı insan mı diye kendime sordum. Kendini okutan, düşündüren bir kitap. Mutlaka sepetinize eklemelisiniz.
Yazarın 1984'te söylediği 'İktidarın amacı yalnızca iktidardır'' sözünün vücut bulmuş halidir. Halk kitlelerinin değişime nasıl adapte edildiğini ve nasıl kandırıldığını çarpıcı biçimde gözler önüne seren Orwell, akıcı ve masalsı diliyle okuyucuyu asla yormaz. İletilmek istenen mesajlar oldukça ince işlenmiş ve yedirilmiş metne.. Herkes okumalı bu eseri.. Siyasete karşı bakış açınız daha bir anlam kazanacak.. Belkı de kökten sarsılacak kim bilir :)
Kitap çok akıcı şuana kadar okuduğum en akıcı 2.kitabım diyebilirim.Fakat sonunda ben daha büyük birşey olmasını beklerdim ama olmadı.Sonu dışında herşeyini çok beğendim.Konusu ve üslubu zaten müthişti.
Herkes eşit amabirilerinin daha eşit olduğunu gösteren eşsiz başyapıt
Kitap dünyadaki dengelerin nasıl işlediğiyle alakalı bizleri fikir sahibi yapacak düzeyde , tam bir metafor cenneti , tavsiye edilir.
Bir çiftlikte yaşayan hayvanların kendilerini sömüren insanlara başkaldırışıyla başlayan kitap tam bir reel sosyalizm eleştirisi. Bu kült romanı mutlaka okuyun :)
Tüm kitaplar eşittir ama bazı kitaplar daha eşittir sözünün hakkını veren kitap.
Her ne kadar domuz karakterinin stalin için uyarlandığı söylense de orwell'ın yaptığı bu güzel eleştri yazısı her dönemi kapsar. "Aaa bu aynı bizim muhtar" diyebilirsiniz. Şaşırmayın.
Yeni okuduğum bir kitap, her yönüyle farklı bir açıdan bakabilmeyi gösteren okuyan herkese bir şeyler katan bir kitap.
başlı başına bir baş yapıt. orwell'in o zamana değin üretile gelen bütün ideolojilere getirdiği destansi bir taşlama.
herhangi bir ideolojinin topluluk psikolojisi ile uygulamada neye dönüşebileceğini, hangi boyutlara ulaşabileceğini sıra dışı karakterleri ile gözler önüne seren kitapta, karakterleri öyle güzel yerlere oturtacaksınız ki yıllar geçse de unutamayacaksınız. her çağın kitabı niteliğindeki bu eser aynı zamanda sağlam bir sosyalizm eleştirisidir.
Temizlikte lavabo aç ne ise; olanın ötesini görebilme ve zihin tıkanıklıklarını açmak için Orwell odur.
Hayvanlar,çiftlik sahibinin yönetimine isyan eder ve sahibi çiftlikten gönderirler.Yeni düzenlerinde mutlu mesut yaşarken bir süre sonra domuzlar sivrilir ve bundan sonrası kitapta yer alır :) Mutlaka alın okuyun,okutun ;)
Benim siyasete bakışımı değiştiren iki kitaptan birisidir. Diğeri tabi ki de 1984.
Hayvan Çiftliği Bütün kitaplar eşittir. Ama bazı kitaplar öbürlerinden daha eşittir… Eğer kitabı okumuş iseniz bu alıntı sizi gülümsetmiştir. Bir yerden hatırlıyorum diyorsunuzdur. Ama eğer okumadıysanız ayracınıza not edin, zira sonunda bakınca gülümseyeceksiniz. Ve kitap hakkında sorduklarında cevabınız bu söz olacak. “Evet, tüm kitaplar eşittir ama Hayvan Çiftliği biraz daha eşittir”. Genel itibarıyla ben “Betseller” zihniyetine karşıyım... Karşıyım çünkü Türk okuruna (yıl,2016) asla güvenmem. Kolay değil bu ülkede akla hayale gelmeyecek kitaplar “romantizm” uğruna kaç defa betseller oldu/oluyor. Okur kitap tercih etmiyor veya daha doğru ifade ile edemiyor… Sebepleri ayrı bir yazı konusu. Ama hakkıyla bu listeye girmiş kitaplar da yok değil. Hayvan Çiftliği de bunlardan birisidir. (Ki ben bu kitapların dahi hakkıyla listeye girdiklerini düşünmüyorum, “bakılıyor, çok satanlar listesinde mevcut at sepete.” Betsellerin genel mantığı budur. O listeye girmekte öyle zor değil yani.. Bak şu an bile kokusunu alabiliyorum. Siz de alırsınız, herkes alır o meretin kokusunu…) Neyse, biz kitabımıza dönelim. Evet, Hayvan Çiftliği gerek edebi dili açısından, genel kurgusu açısından, gerek mesajları ve göndermeleri açısından mutlaka okunması gereken kitapların başında geliyor. E kolay değil, söz sahibi olanların genel-geçer kabulüdür ki bu eser “hiciv” türünün başyapıtlarındandır. Ama şurası var ki kitabı herkes kendince anlamış, anladığı gibi lanse etmiş. Kimine göre “Sosyalizm” eleştirisi iken kimine göre özelde “Stalin” eleştirisi.. Kitabı Komünistlere karşı bir silah olarak görenlerde (20. yy Amerikası) var “yok efendim bu Stalin eleştirisi, Sosyalizm eleştirisiyle ne alakası var” diyerek sahiplenen sosyalistlerde. Siz de okuduğunuzda farklı izlenimler edineceksiniz… Ancak şu kesin ki “Bu kitap her şeyden önce bir dikta sistem eleştirisidir.” Bunun dışında ki her fikre itirazda edilebilir, başka şeyler anlatıyor da denilebilir… Ama net olan şey, bir dikta sistem eleştirisi olmasıdır. Bunun haricinde bende kitabın bir “Sosyalizm” eleştirisi olduğunu düşünenlerdenim. Hem de hususi Stalin uygulamasına değil, umumi sosyalim pratiğine. Benim edindiğim izlenime göre George Orwell, Sosyalizme gönül vermiş ve insanlık için iyi bir şey olabileceğini düşünmüş. Ama bunun pratikte tutmayacak bir şey olduğunun da farkına varmış. Dikkat! Bu ikisi farklı. İnsanlık için güzel (!) bir hayal kuruyor kabul, ama bunun olamayacağını, insanın fıtratının buna müsait olmadığını, ilk fırsatta içinde ki “ezici” ruhun tekrar baş göstereceğini, “sömürülen” iken fırsatlar eline geçtiğinde aniden “sömüren” olabileceğini fark ediyor ve fikri ile ütopyası ile yetiniyor. Zira kitapta birçok yerde göreceğiz ki “Sosyalizm” fikri hep bir kurtuluş olarak görülüyor. Ama yine kitapta göreceğiz ki “pratikte” en iyisi bile anında kendi çıkarını düşünen birine dönüşebiliyor. Sosyalizmi pratikte batıyor… Kitapta birçok yerde fark edeceğiniz üzere Sosyalizm fikri eleştirilen değil. Eleştiri pratikte ki uygulamaya. (Kitabı okumayanlar burada bırakıp, daha sonra okuyabilirler.) Nitekim kitapta hep iyi işler düşünen, çalışan, halkı hep umutlandıran yeni projeler sunan lider domuz Snowball, yürekli ve hakkaniyetli (!) sosyalist lideri canlandırıyor. Ama can alıcı nokta şu: Hatırlayacaksınız, Stalin’i simgeleyen Napolyon ile bu Snowball hep zıt düşerler. Snowball iyiyi oynar Napolyon hep çomak sokar. Tabi sonunda “diktatör” Napolyon, Snowball’ı alaşağı eder ve kovar ve dahi ardından onu hain ilan eder, düşman ilan eder vs. Ama umarım gözden kaçırmamışsınızdır, kitabın en önemli yerlerinden birinde şöyle bir olay gelişir; Hasat mevsimi gelmiştir ve mahsuller toplanır. En iyi ürünlerden biri olan Elma geldiğinde nasıl paylaşacağı tartışılır ve o iyi lider rolünde olan Snowball dahi bu elmaların sadece domuzlara verilmesi gerektiğini öne sürerek diğer domuzlardan aldığı destek ile ilk eşitsizliği sergiler ve elmalara el koyar. Her fikirde çatışan Napolyon ile Snowball kendi çıkarları söz konusu olduğunda hemfikir olmuşlardır. Bu bir örnek iken bir diğerinde; İnekler süt verecek hale gelmişlerdir ve inekler sağılır. Ortaya kaymaklı, herkesin iştahla baktığı kova kova süt çıkar. Bunların ne yapılacağı sorulduğunda iyi lider Snowball “hadi herkes tarlaya akşam hallederiz” minvalinde konuşur ve herkesi tarlaya yollar. Akşam gelindiğinde tabi ki sütlerin yerinde yerler eser. Daha sonra öğreniriz ki bu sütler domuzlarım arpalarına katılmıştır. Bu da yürekli sosyalist lider Snowball’ın yaptığı haksızlıklardan birisidir. Yani kitapta davasında adanmış tiplemesinde olan Snowball dahi haksızlıktan beri kalmamıştır. Ve kendi menfaati gereğince iş tutmuştur. İşte bu bariz iki örnek ve bazı remizler göstermektedir ki esas eleştiri dikta sistemden sonra “Sosyalizmin Pratiği”nedir… Bunun dışında eleştiriler bunlarla sınırlı değildir.. Kapitalizm’den tutun Cennet tasavvuruna kadar haklı/haksız birçok eleştiri getirilmektedir. (Cennet düşüncesine getirilen eleştiri George Orwell’amı ait yoksa komünizmin doğası gereğimi bu eleştiriler kitapta yer almıştır, bu tartışılır. Şahsi kanaatim bu eleştirinin George Orwell’a ait olduğu noktasında. Ama dediğim gibi bu net değildir.) Kitap, hani denir ya “her satırının altı çizilecek” cinsten. Hah tamda öyle işte. Her satır bir mesaj. Her satır bir ikaz. Her satır bir fikrin sonucu oluşmuş. Her satır önemli olduğunu hissettiriyor. Ve okuyucuyu bir şeyler aramaya itiyor… Özetlersek: Romanlar birçok husus bakımından değerlidirler ve okunmalıdırlar. Ama tamda burada “hangisi?” diye dev bir soru araya girmektedir. Evet, seçmek çok önemli. Ayrılmak ve ayırt etmek çok önemli (Ayraç dergisine ve Sevgili Yunus Emre Tozal’a selam olsun). Bu tercih edilen romanlar içinde geçerli. Edward ve Bella’nın salak saçma Vampir hikâyelerini okumaktansa, her satırında bize yeni ufuklar açacak eserler öncelikli tercihler olmalıdır. Evet, doğrudur, kitaplar en büyük ve de en kaliteli dostlardır. Ama gereksiz, amaçsız her kitaptan da en iyi, “sırt terlediğinde üşütmesin diye atlet arasına sıkıştırılan kâğıt yığını” olur… George Orwell’in Hayvan Çiftliği kesinlikle bu tür bir kitap değil ve yine kesinlikle okunmayı fazlaca hak ediyor. Selametle, iyi okumalar…
1984 ten sonra büyük bir hayranlıkla okuduğum bir peri masalı. Beklentimin üstünde bir kitaptı. Akıcı anlatımıyla bir günde bitirebileceğiniz bir kitap. Gerçekten tavsiye ederim, okunmalı.
George Orwel'ı geç tanımış biriyim ama zekasına, kitaplarında kullandığı üsluba hayran kalmamak elde değil. 1984 gerçekten baş yapıt dili biraz daha ağır ama hayvan çiftliği daha mizahi okudukça hem güldürüp hem düşündürüyor.
Bazen çocuk kitabı olarak yazılan bazı kitaplar, gerçekleri daha yalın şekilde göz önüne serebiliyor. Hayvan Çiftliği bunlardan birisi ve belki de en önemlisi. Güncel politikada sistemin nasıl işlediğini bu kitaptan sonra daha iyi anlayabiliyorsunuz ve artık bu tartışmalar anlamsız gelmeye başlıyor.
Reel sosyalizm. Mükemmel örnekleme okuduğum en iyi kitap!!!! 1984 kesin tavsiyemdir.
Evet sistem böyle eşleştirilir, kesinlikle okuyun.
Hikaye bir hayvan çiftliğinde geçiyor ve bu hayvan çiftliğinde hayvanlar kendi aralarında konuşuyorlar. Bu çiftlikte en zekiler domuzlar ; ilk başta hepsi insan yönetimini gaddarca görürken olaylar öyle bir hale geliyor ki lidersiz demokratik yönetime inandıkları güvendikleri ve buna güvence sunan domuzlarla insan suratları birbirinden ayırt edilemez hale geliyor.
Gazete küpürü yada kritik değil bu bir roman, herşeyiyle topluma göndermelerin en sağlamını yapıyor.
Bu kitap makro seviyesinde dünyayı mikro düzeyde ise bizleri anlatmakta.Kısa ama açıklayıcı G. Orwell anlatımına sahip, gerisini okur değerlendirir.
son sayfaya kadar elinizden bırakamayacağınız ve kesinlikle okunması gereken bir başyapıt.
Kısa, net, akıcı, çarpıcı... Kesinlikle okunması hatta ara ara çıkartılıp tekrar okunması gereken kitaplardan
Tek cümleyle anlatılmış aslında " bütün hayvanlar eşittir ama bazıları daha eşittir ".
FABL türünde çok iyi anlatışmış bir kitap.İnsanlar üzerinden anlatılsa bu kadar etkileyici olmazdı bence.
Kısacık kitapta hem sosyalizmi anlayıp iyi bir eleştirisini okuyabiliyor hem de olayların güncelliğini görüp bakış açınızı genişletebiliyorsunuz. Derin bir konunun bu kadar sade ve özgün anlatıldığı kitap çok azdır.
"Bütün insanlar eşittir ama bazıları daha eşittir" Sürükleyici, düşündürücü, içine çeken: başucu kitabı. 1984 de mutlaka okunmalı; belki birkaç defa...
harika bir kitap. adının hayvan çiftliği olmasına bakmayın. harika bir eleştiri kitabı
Yazarın ilk okuduğum kitabı. Elime aldığım gibi bitti. Okuduğum en iyi kitaplardan.
Her sayfasında "bu bana tanıdık geliyor" dedirten cinsten. George Orwell'in nasıl bir hayal gücü olduğunu ortaya koyan ve dünyaya bakış açısını yansıtan bir kitap.
Okumaya başladığınızda bitirmeden bırakamayacağınız eğlenceli sürükleyici bir Orwell kitabı.
Müthiş göndermelerle dolu bu kitap herkesin okunacaklar listesinde bulunmalı ve ertelemeden okunmalı. Sovyet Rusya ve Stalin dönemine getirilen müthiş bir eleştiri olmasının yanı sıra, mizahi ögeleri ve metaforları ile insanı şaşırtan çok özel bir kitap. Okuyun, okutun.
herkes bu kitabı lise de bir kere mutlaka okur ama bence birde 5 yıl sonra okuyun.
Çok derin bir anlamı var, okuduğum kitaplar arasında en iyiler arasında başı çekebilir.
Kitap okunduktan sonra kitaplığımda yerini aldı ve elbet önüne bir iki ufak domuz biblosu eklemeyi unutmadım . kitaptaki masalsı dil kitabı büyük küçük herkesin okuyabileceği bir seviyeye getirmiş. kitabı okuduktan sonra şunu öğrendim : hiçbirşey göründüğü gibi değildir.
Hiç unutamayacağım bir George Orwell (asıl adı ile Eric Arthur Blair) eseri. Muhteşem bir kurgu ile kaleme alınan Hayvan Çiftliği , tüm gerçekleri su üstüne çıkarıyor. Aslından bilinenin ardında ne kadar ince detayların ve bilinmeyenin olduğunu, Sovyetler'in sözde eşitlik anlayışının kişiler çıkarlar ve zevkler uğruna yok edilmesini irdeleyen, okunması ve okutulması gereken bir başyapıt.
Devrimlerin niteliklerin ve devrimsel kahramanların zamanla uğradığı değişimi, hatta önceki dönemin muktedirleri ile özdeşleştiklerini enfes bir dille anlatan muhteşem bir kitap. Zamanlar üstü bir eser. Bu da kitabı klasik yapan nokta oluyor sanırım.
bence dünyanın en iyi eleştri kitabı sosyalizmin eksiklerini çok güzel örneklemiş
Hayvan Çiftliği
Bu kitap da alınacak çok mesaj var...