Kitap Hakkında

Iklığ'ın en eski Türk Kemençesi (yaylı çalgısı) olduğunu vurgulayan Öger, Iklığ'a farklı Türk lehçelerinde "Ik, ıık, ıyık, igil",... gibi birçok ad verildiğini belirtmektedir (Öger; 1987). M. Ragıp Gazimihal Iklığ sözcüğünü tanımlarken "... "ok" anlamına ık ve "olan" anlamına lığ kısımlarından bileşiktir; "oklu" anlamında eski kelimedir: Kaşkarlı'da okuduğumuz "okluk" (-ok

kılıfı, sadak) bunun ilişkisi bulunmadığı gibi, Ahmet Vefik Paşanın tahmini üzere kelime bir

onomatope (Anlamı ile ses benzerliği olan sözcük) de değildir. "Ok" kelimesinin eski Türk diyeleğinde Ak, Ik gibi türlü söyleyişleri vardır: Ik Koybalca'da yaylı saz da demektir. Altay Türkçesinde ak tartmak, keman çalmak demektir. Iklığ adı işte bu kelimeye bağlı bulunup, Yahlığ, Aklığ, Okluğ gibi farklıca imlaları da yazıya geçmiştir. ... Orta Anadolu köylülerin saz şairlerine Ihlıkçı denildiği tespit edilmiştir." Farklı bölgelerde ve şehirlerde Ihlıkçı köylerinin varlığından da

söz etmektedir. (Gazimihal; 1961)

Genel olarak müziğin başlangıcının insanlık tarihi ile eşdeğer bir süreci kapsadığı görüşü kabul edilmekle birlikte nasıl oluştuğu/meydana geldiği ile ilgili farklı görüşler vardır. Müzik, insana özgü bir olgudur ve insan/insanlar tarafından üretilirler. İnsan, neden müzik üretme gereksinimi duymuş olabilir? “Biyolojik açıdan insanoğlu sanatsız da yaşayabilirdi ama yeryüzünde sanatsız bir toplum yoktur. Kanıtlanması hiç kolay olmamakla birlikte, sanat, konuşmak ve alet yapmak gibi insana özgü, insanca bir olgudur.” (Wells, 1984, s. 179)

Devamını oku

Ürün Özellikleri

  • Kitap Özellikleri
  • Yayınlanma Tarihi
    10 / 2020
  • Yayınlanma Sayısı
    1
  • Sayfa sayısı
    76
  • Ağırlık
    76
  • Boyutlar
    21 x 30
  • Cilt Tipi
    Ciltsiz
  • Kağıt Cinsi
    2. Hamur
  • Yayınlandığı Konum
  • Cep Boy
    Hayır
  • Barkod
    9786057003300
      Babil.com
      Tarayıcı ile devam et veya Uygulamada Aç