Kitap Hakkında
Zihin dengelendiğinde ve iyi bir şekilde odaklandığında, insanın Yüce Benliği görünür hale gelir. Diğer zamanlarda ise gerçek insanı göremeyiz ve görünüşteki insan kendini her şeyin merkezi olarak düşünür. Görücü ya da yüksek benliğimiz (ruhsal ya da içsel gerçekliğimiz) her zaman var olmasına rağmen, biz genellikle onun farkında olmayız. Ancak, zihin dengeye kavuştuğunda, benlik gerçek haliyle ortaya çıkar ve onu algılamak için herhangi bir çaba harcamamıza gerek kalmaz. Mundaka Upanişad'ında, insanın bu iki benliği, bir ağaçta iki kuşa benzetilir. Bir kuş yüksekte, sakin, huzurlu, kendi görkemine dalmış şekilde oturur; diğeri ise ağaçta bir daldan diğerine atlar, ağacın tatlı ve acı meyvelerini yer. Acı bir meyve tattığı her seferde diğer kuşa bakar ve onun sakin, mutlu, parlayan görüntüsü karşısında acısı geçer.
Zihnimizde huzursuzluk olduğu sürece, gerçek benliğimizin vizyonunu elde edemeyiz. Bencillik, hırs, arzular gibi tüm bu dalgaların yatışması gerekir. Zihin tek bir noktada odaklanmalıdır. Bir insan bunu elde ettiğinde, benliği görür. Diğer zamanlarda ise, öfke, kıskançlık veya korku gibi duygularla kendini özdeşleştirir. Eğer analiz edersek göreceğiz ki, birisi bizimle sert bir şekilde konuştuğunda, kelime önce dışımızdadır, sonra içimize girer ve biz öfkeleniriz. İlk başta öfke ve biz ayrı iken, sonra bir oluruz, onunla özdeşleşiriz ve acı çekeriz. Ancak bilge insan, bu zihin ve beden halleriyle özdeşleşmez. Diğer insanlar gibi her şeyi yapar, yer, uyur, çalışır ama onun eylemleri diğerlerinden farklıdır çünkü gerçek benlik ile egoyu birbirinden ayırdığını bilir. O, dış dünyadaki her şeyin özde kök saldığı gerçeğini anlar ve bilinci yalnızca buna odaklanmıştır, böylece hayatın çeşitli deneyimlerinden etkilenmeden geçer.
Ürün Özellikleri