Leyla ile Mecnun

Bütün dünya edebiyatının ve özelinde Doğu’nun en büyük aşk eserlerinden birisi olan “Leyla ile Mecnun” Cihat NOYAN’ın kaleminden her yönüyle yeniden yazıldı. Olay, ikincil şahıslar kadrosu, mekan ve zaman her yönüyle şu ana dek yazılmış “Leyla ile Mecnun” eserlerinden çok farklı ve yeni olarak bu eserde kendine yer buluyor. Okuyucu, daha ilk satırdan itibaren bütünüyle yeni ve orijinal bir eserle karşı karşıya olduğunu hissedecektir.

Sizi, çölün gizemli ve büyüleyici atmosferinde gezdirecek olan bu romanda, okuyucu, aşkın ve çölün yakıcı atmosferinde anbean en masum ve platonik aşkı tüm içtenliği ile yaşatacak olan bir serencamla karşı karşıya gelecektir.

Bu romanda; aşkın masumiyeti çölün tuz yüklü bulutlarında gizlidir. Bu tuz yüklü buluttan bir kez içine çeken Kays, bir daha ondan kaçamayacak, büyük aşkın ateş dolu sevda yüklü bulutlarına kanatlarını bile isteye daldıracaktır. Bir daha hiç ama hiç kimse, sevdanın derin hüzünlerle dolu havasında Mecnun’un ali makamına ne kadar arzularsa da yükselemeyecektir, Mecnun, o ulvi makamın içinde dünyevi ve cismani ne kadar duygu ve istek varsa onlardan arınarak makamını âlî eyleyecektir. Bu nedenle de Allah onu aşıklar kitabının en başına yazacaktır. Dünya kuruldu kurulalı, hiç kimse, bu yakıcı aşk çölünde onun kadar kendi benliğinden geçememiş ve bütün varlığıyla onun derecesine yükselememiştir.

Mecnun, bu nedenle mahşere dek bütün aşıkların sembolü olarak anılmaya devam edecektir