Bir terapi odası, rüya görmemek için direnen bir adam, kurnaz ve ahlaksız, güç düşkünü, bilimi kendi kötülüğüne alet eden bir bilim insanı ve bir belirip bir kaybolan sevgili… Geleceği bir rüya yüzünden tekrar tekrar yaratabileceğinizi bilseydiniz, üstelik rüyaların da elinizde olmadığını, olmasını istediklerinizin tersinin olduğunu, sevdiklerinizin öldüğü görseydiniz bu rüyalarda, uyumak ister miydiniz? George Orr işte bu kabuslar yüzünden rüya baskılayıcı ilaçlar kullanıyor, hatta kendi ilaç hakkını aşıp terapiye gitmekle cezalandırılıyor. Terapi aslında ceza değil elbette ama bu kurguda ceza. Bir bilim insanının ahlakı odanın dışına attığında ne olduğunu görüyoruz. Gerilimi en yüksek Le Guin kitaplarından diyebilirim. Dr. Haber’e bol bol saydırdığımız, Orr’un iradesizliğine çıldırdığımız sayfalar boyunca romana bir kadın kahraman, avukat Lelache katılana kadar varlığını unutuluşa adayan bir adam görüyoruz. Ancak o adam aşk ile değişiyor, pısırık ve sinik bir adam olmaktan çıkıyor, birlikte Haber’in korkunç deney sahasına çevirdiği dünyayı yine kötü belki ama olması gerektiği haline çeviriyorlar. Bir hayali kimin kurduğu önemli elbette. Aralarda inanılmaz çevre sorunlarına, insanların dünyayı yok edecek denli iklimi bozup açlıkla susuzlukla savaşmalarına kadar pek çok derin konuya değiniyor.
