Eski bir apartmanda yaşayan inatçı ve ihtiyar bir adamın hikâyesi kimse için cezbedici olmayabilir ilk bakışta. Fakat bu fikir Juan Pablo Villalobos’un maharetli elinde baştan sona keyifle okunan bir hikâye dönüşüyor Sana Bir Köpek Satayım’da. Pek çoğumuzun hâkim olmadığı bir coğrafyada, Meksika’da geçiyor hikâye. Muziplikte sınır tanımayan bir roman kahramanı karşılıyor okuru. Yalnızca romanın başkahramanına değil, öyküye dâhil olan hemen herkese türlü türlü acayiplikler yakıştırıyor; beşbenzemez karakterlerden doğan şenlikli bir atmosfer kaplıyor anlatıyı. Villalobos, şaşırtıcı detaylarla süslüyor metnini, gerçek bir kurgu işçiliği çıkartıyor ortaya. Sana Bir Köpek Satayım, sayfalarında hamam böceklerinin cirit attığı, absürtlüklerin birbirini kovaladığı, metaforlarla dolu eğlenceli bir roman.