Sessizlik bir lüks artık. Sesler her yerde, her zaman bir gürültü bulutu halinde tepemizde duruyorlar. Her zaman sözler ve sesler tüketilip duruyor. O kadar çok ki sözler, anlamından kopuyorlar; başlangıçta faydamıza olan teknoloji bir çığlığa, anlamsız uğultuya aracı oluyor. “Sessizliğin” bu denli ihtiyaç olduğu başka bir dönem olmamıştır herhalde dünyada. Antropolog ve sosyolog David Le Breton, Sessizlik Üzerine adlı bu kitabında sessizlik ihtiyacını tüm yönleriyle ele alıyor. Yürümeye Övgü, Acının Antropolojisi, Ten ve İz, Bedene Veda gibi çalışmalarının ardından gözlerimizi ve kulaklarımızı bu kez “sessizliğe” çevirmemizi istiyor.