Sevilen

Babil’in Yorumu

Amerikan edebiyatının en büyük yazarlarından Toni Morrison, kederli bir gerçeklikten alıyor ilhamını Sevilen’de. Kölelikten kaçmayı başarabilen bir kadının, evladını kendi elleriyle öldürmesinin gerçekliği duruyor anlatının merkezinde. Tahayyül dahi edilemez bir acıyı böyle bile isteye yüklenmesinin bir sebebi var elbette: Özgürlük. Amerika’daki ırkçılığın ve erkek tahakkümünün en yakın tanıklarından olan Morrison, köleliğin dehşetli tecrübesine, prangalardan kurtulmak için verilen yürekli mücadeleye, kadın olmanın hâlen değişmemiş yazgısına ve anneliğe dair kasvetli bir hikâye anlatarak rahatsız ediyor okurunu. Nobel Edebiyat Ödülüne değer görülen ilk siyahi kadın tarafından yazılan Sevilen, okurunu etkilemeye ilk sayfadan başlayan, yetkin üslubuyla onu sonuna dek hikâyenin içinde tutan bir başyapıt.

Kölelik cehennemine içeriden bir gözle bakan Sevilen, çocuklarıyla birlikte kölelikten kaçan bir kadının özgürlük savaşını anlatıyor. Geçmişin ağırlığını omuzlarından yıllar sonra dahi indiremeyen, onun hayaletleriyle boğuşan Sethe, annelik vicdanıyla, kadınlığıyla ve ait olduğu toplumla hesaplaşıyor. Kadınlık ve annelik duygularıyla müthiş bir şekilde harmanlamış Toni Morrison’ın bu dev eseri, zalimliklerle dolu bir tarihe ışık tutarken, siyahi bir ailenin merkezinde çok kişisel bir varoluş hikâyesinin duygu dolu inceliklerini ıskalamamayı başarıyor.

Acı ve güzelliği yan yana getiren şiirsel diliyle Toni Morrison’a Pulitzer Ödülü’nü kazandıran Sevilen, büyülü atmosferi ve doğaüstü detaylarıyla fazlasıyla sahici bir masal…