Romandan öyküye, tiyatrodan yazarlık derslerine kadar pek çok alanla ilgilenmiş, bu alanlarda ürünler vermiş bir yazar John Manderion. Sinemada Ağlarken, onun en bilinen yapıtı; sahneye de uyarlanan eser onun şimdilik Türkçedeki tek kitabı. Pınar Kür’ün Türkçesiyle okura ulaştırılan eserde Manderino, şenlikli bir fikirden alıyor hızını: Çocukluğundan yetişkinliğine dek izlediği filmleri hatırlıyor ve o anlara geri dönerken okurunu da peşinden sürüklüyor. Zorba’dan Tatlı Hayat’a, Rüzgâr Gibi Geçti’den İhtiras Tramvayı’na kadar sinema tarihine geçmiş onlarca filmden tatlılıkla bahsediyor. Sinemada Ağlarken, kısacık metinlerin bir araya gelmesiyle oluşmuş, izlediğimiz filmlerin yaşamlarımızdaki etkileri üzerine yeniden düşünmeye olanak tanıyan keyifli bir eser.
Kitap Hakkında
Daha fazla dayanamadım. Ağlamaya başladım. Görmek istemiyordum. Sarah Teyze beni lobiye çıkardı. Dışarısı sakindi. Yerler kıpkırmızı halılarla kaplıydı. Teyzem beni kadife bir sıraya oturttuktan sonra satış reyonuna gitti, elinde bir kutu patlamış mısırla döndü. Beni yatıştırmaya çalıştı.
John Manderino, hayatını izlediği filmler üzerinden anlattığı bu kitabında, sinema âleminde bir zaman yolculuğuna çıkıyor. Hitchcock’tan Scorsese’ye, John Wayne’den Debbie Reynolds’a, Batı Yakası’nın Hikâyesi’nden Fargo’ya geniş bir panorama eşliğinde hayatı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden akıp geçerken, okuru da art arda çevirdiği sayfalarda kendi geçmişinde kaybolmaya, yaşamöyküsünü özetleyen filmleri sıralamaya davet ediyor.
Sinemada Ağlarken bir yanıyla sinema sanatına yazılmış bir aşk mektubu, bir yanıyla da film sahneleri üzerinden gerçekliğe atılmış bir çentik, muzip bir zihin oyunu.
Size en iyi deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanılmaktadır. Çerezler, sunmuş olduğumuz hizmetlerin size özel ve tercihlerinize göre kişiselleştirilmiş içerikler olarak sunulmasına imkan tanır. Çerez Politika'mızı inceleyerek çerezler hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.
