Ermeni edebiyatının önemli isimlerinden İstanbullu Zaven Biberyan’ın hak ettiği ilgiyi gördüğünü söyleyemeyiz. Asıl mesleği gazetecilik olan Biberyan, edebiyat dünyasına armağan ettiği sayıca az fakat nitelikleriyle etkileyici romanlarında hırslarıyla, kaygılarıyla, öfkeleriyle, aşklarıyla, kurnazlıklarıyla, telaşlarıyla birlikte “insan”ı anlattı. Yalnızlar da o romanlardan biri. 1950’ler İstanbul’unun Ermeni ve Türk ailelerini merkeze alan roman, kimliklere değil bireysel ve toplumsal ilişkilerin yarattığı, sonu hep yalnızlığa varan tahribata odaklanıyor. Son derece akıcı ve yalın bir dili olan Biberyan, bu yalınlığa karşın okunduktan sonra bile okurla birlikte yaşamaya devam eden Gülgün, Krikor, Madam Verjin, Kasap Ali, Erol, Pupul, Mübeccel gibi karakterler yaratmayı başarıyor. Devrin sosyal yaşamını da tüm canlılığıyla aktarmayı ihmal etmeyen Yalnızlar, dikkatlerden kaçmaması gereken güçlü bir roman.