Dönence Basım ve Yayın Hizmetleri

Çatalhöyük, Konya il merkezinin güneydoğusundaki Çumra ilçesinin kuzeyinde bulunan Küçükköy’ün güneyinde, iki höyük üzerine kurulmuş Cilalı Taş Çağı (Yenitaş Çağı-Neolitik Çağ) yerleşim yerinin adıdır. 1961 yılında başlayan kazıların üçüncü yılında, kazıları yapmakta olan J. Mellaart ve ekibi tarafından, 7. katmanda 14 numaralı binanın duvarlarında kent haritası olarak değerlendirilen, ilginç bir duvar resmi bulunmuştu.

Bu duvar resmi arkeoloji ve kartografya çevrelerinde, uzun süre, patlamakta olan bir volkan ile eteğindeki yerleşim yerinin planı (haritası) olarak yorumlanıp, benimsendi. 2006 yılında ise duvar resminin patlamakta olan bir volkan ile eteğindeki yerleşim yerini gösteren bir harita olmadığı, leopar postu olduğu biçiminde yeni bir yorum ortaya atıldı.

Artık günümüzde Çatalhöyük çizimi üzerinde iki farklı görüş bulunmaktadır.

Acaba hangi görüş daha çok benimsenebilir?

Çatalhöyük çizimine kartograf gözüyle bakılarak yapılan bu incelemede, konunun uzmanı Cevat Ülkekul iki ayrı görüşü irdelerken, harita üzerine yeni bilgiler de sunmaktadır.

Demet Erdoğan, en saf ve tutku dolu bir öpücükle başlattığı aşkın sonsuz ufuklarında dolaştırıyor bizleri… Bir ilk için hızlı ve yürekten bir başlangıç…

Türk dilinin usta şairi İdris Atmaca’nın son şiirleri acı, ölüm ve yok edilen cağaloğlu’nun ağıtı…

saksılarda çiçekler duruyordu geçiyorduk pek bahtiyar
düşlerimizin güzelliği adımlarımızla uzuyordu
cağaloğlu’ndan bir bir gidiyordu yayıncılar azalıyorduk
bu dizeleri yazdığım oda kimi bekler kime saklar sırlarımı
hızla otel oluyordu eski yapılar satılıyordu anılarımız aynı hızla

belki bir masal anlatır beni belki sokaklar anlatır.

1970’li yıllarda ünlü Piri Reis Araştırma Gemisi’nin kaptanı olması yanı sıra 1964-1996 yılları arası Türk ve Yabancı bayraklı gemilerde kaptanlık yapan Fatih A. Türküstün 20 yıldır, özellikle Piri Reis ağırlıklı olarak Türk Haritacılık ve Denizcilik tarihi üzerine çalışıyor. Kitap, Fatih kaptan, Piri Reis’in “Kitab-ı Bahriye”de Anadolu kıyılarını çizmedeki başarısını, buralardaki gözlemleri ile bir denizci-kaptan olarak dile getirmesinin yanı sıra, bazı kıyıların çizimleri ile de kitabı zenginleştiriyor. Piri Reis’in çizdiği haritalardada kaç millik kıyıyı çizdiğini de belirtiyor. Buralardaki seyir konusunu yeniden irdeliyor. Konusunda bir ilk çalışma olması kitabın ilginçliğini artırıyor.

Melda Bitlis 44 yıldır mutfağında tutuğu defterlerindeki tarifleri, özellikle misafir günlerindedostlarına sunduğu yemeleri, kendi yaptığı sunumla sizlere sunuyor. Ayrıca kitapta yer alan yemek ve çay menüleriyle davet günlerinde hanımlara büyük kolaylık sağlıyor.

Melda Bitlis kitabını şöyle tanıtıyor:

“Arkadaşlarımın ısrarları üzerine, bu güzel lezzetlerin sadece bende kalmasına gönlüm razı olmadığı için 44 yıllık birikimimi, kendi damak zevkime göre geliştirdiğim ve dostlarımın beğenisine sunduğum tarifleri bir kitapta toplamaya karar verdim.

Yemek, bütün dünya ülkelerinde ve bizim kültürümüzde sevgi ve mutluluğu paylaşmaktır. Bir sofrada sohbeti, lezzeti paylaşmak sevdiklerimizle olmanın en keyifli bahanesidir.

Ben de bu kitabın sevdiklerinizle birlikte olduğunuz nice sofraların hazırlanmasında iyi bir eşlikçi olmasını umuyorum.”

Çin’den Şili’ye, Hindistan’dan Brezilya, Arjantin’e Yeryüzünün gezilesi 12 ülkesi…

Öğretmen-gezgin-rehber Reşide Okudur, ancak kadın gözünün görebileceği detayları bizlerle paylaşıyor.. Bizleri fotoğrafları ve tatlı diliyle dünyanın 12 yüzüyle tanıştırıyor.

Karadeniz kıyısında yaşadığı kırık aşk hikayesinden sonra Güney Amerika’ya Şili’ye kadar uzanan bir denizcinin maceraperest yaşamı, uluslararası bir holdingin patronluğuna dek uzanır. Şirketleri ele geçirmek için iki yeğeni arasındaki mücadele de, İstanbul’dan Şili’nin büyücüleri arasına kadar uzanan bir kanlı kaçırılma olayıyla doruğa ulaşır. Nefes kesen bir polisiye macera romanı. Yazar, ilk dört romanı gibi bu kez de “Kumsalda Bir El” ile heyecan dolu bir dünyayı gözlerimizin önüne seriyor.

İzmir Karşıyaka Bostanlı’da doğmuş (26 Mayıs 1931), çocukluğuyla ilkgençliği yine İzmir’in Basmane Semtindeki Tilkilik, Namazgâh, İkiçeşmelik, Kemeraltı mahallelerinde geçmiş Tarık Dursun K. yaşamı boyunca irili ufaklı işlerin dışında gazeteci, yazar ve sinema yönetmeni olarak pek çok yapıta imza atmıştır. 1950 sonrası Türk edebiyatı ile sinemasında önemli bir yeri bulunan Tarık Dursun K.’nın “Alireis Mahallesi’ne Yangın Yokuşu’ndan da Gidilir İzmir, Aah İzmirim!” kitabı, söz konusu semtlerde geçen çocukluğuyla ilkgençliğine ilişkin izleri öykü tadında ele alan bir yapıttır.

Yazarın o dönemine ait aile yaşantısı, mahalle arkadaşları, ilk aşkları, gençlik özlemleri ile heyecanları, yalnızlık olgusu hep öykü çerçevesinde yalın bir dil, buna karşın son derece çarpıcı gözlemlerle anlatılmaktadır.

Saygın yayınevlerinde editörlük yapan Kadir Kıvılcımlı aynı zamanda açık Radyo'da üç yayın dönemi Aksak Sekans ve İstif programlarını yapıtı. Yekta Majiskül adlı kahramanı bu kez kendini yabancı diyarlara vurmuş, hikayesinin tek ve benzersiz olduğunu düşünüyordu ama yanılacaktı.

Kamus-ı Aşk'ta Divan Şiirindeki sevda sözcükleri saptanmış, içerisinde bu sözcüklerin geçtiği Mevlana’nın türkçe beyitlerinden, Yunus Emre’nin aruz ölçüsüyle yazdığı şiirlerden başlayarak Yahya Kemal’e kadar, yedi yüzyılı kapsayan bir dönemin büyük ustalarının gazellerinden örnekler alınmıştır. Kitap 15 yıllık bir çalışmanın ürünüdür.

Çehov, hayatı boyunca gözlemlediği olayları, kişileri, karakterleri hep ceketinin cebinde bulundurduğu not defterine kaydedermiş.
Yalta ve Moskova’daki müze evlerinde çok sayıda not defteri bulunmaktadır. Çehov’dan Aforizmalar olarak da kabul edeceğimiz notlar Türkiye’de ilk kez yayınlanmaktadır.