Uçanbalık Yayıncılık

Yoksa kaybolan bir ayakkabı değil de bu bir oyun mu?

Çiğdem Gündeş’le Mavisu Demirağ’ın ortak imzasını taşıyan Kırmızı Ayakkabı, dağ tepe dolaşıp sevimli bir çocuğun ayaklarına konan “oyuncu” bir ayakkabının izini sürüyor.

Yansıma sözcükler ve ikilemeler ile renkli bir okuma deneyimi sunan bu şiirsel öykü, 5 yaş ve üzeri miniklerin merakını diri tutup onları yeni keşiflere sürükleyecek bilmeceli bir arayış öyküsü anlatıyor.

Cıvıl cıvıl resimleriyle gözlerde canlanan Kırmızı Ayakkabı, hayallerin sınır tanımazlığına vurgu yapıyor. İster bir kuş ister bir ayakkabı olsun, amacı olan her şeyin veya herkesin er ya da geç hedefine ulaşacağını hatırlatıyor.

Çocuk, kırmızı ayakkabısını çok severmiş ve her yere onunla gidermiş. Parka, pikniğe, hatta denize bile! Bir sabah, ayakkabısının tekini bulamamış ve başlamış ağlamaya. Çareyi tıkır tıkır bir yerlere giden ayakkabısının peşine düşmekte bulmuş. Adım adım… Komşu kadına, köşedeki manava, neşeli bir kırlangıca, ta gökteki Dolunay’a bile sormuş. Peki, bulabilmiş mi dersiniz?

Çiğdem Gündeş’in düşlerinden kopup gelen bu naif öykü, ters köşe yapan sonuyla okurlarını şaşırtıyor. Kıpır kıpır anlatımının satır aralarında hayatın özü üzerine düşündüren Kırmızı Ayakkabı, okurlarını hayal kurmaya ve hayallerine sahip çıkmaya çağırıyor…

Karşınızdakini anlamak için bazen bir gülümseyiş yeter…

Mavisel Yener ve Esra İlter Demirbilek’in ortak imzasını taşıyan “Mimi’nin Serüvenleri”, beşinci kitap Gülümsemek İyidir ile tamamlanıyor.

Erken öğrenme dönemindeki çocuklara yaşama dair içtenlikli paylaşımlarda bulunan Mimi, yeni serüveninde, sözcüklerin gülümseyişlerde yeniden hayat bulduğu sıcacık bir dostluk hikâyesi anlatıyor.

Arkadaşlık ilişkilerinde özen, emek ve özveri gibi manevi değerlerin önemine vurgu yapan bu sevimli kitap, kişisel farklılıkların insan hayatına kattığı güzellikleri sayfalarına taşıyarak okurlarını düşündürüyor.

Yeni yıldan sonra, Mimi ile ailesi, çiçeklerle dolu bahçeli bir evde yaşamaya başlar. Bir süre sonra yandaki evlerine yeni komşular taşınır. Mimi, arkadaş olabileceği biri geldiği için çok sevinçlidir. Ancak tüm seslenmelerine rağmen komşu çocuk onun oyun çağrılarına kulak vermemektedir. Acaba çocuk onunla arkadaşlık etmek istemiyor mu?

Komşuluk ilişkileri, arkadaş edinme, tabiat sevgisi gibi konulara değinen Gülümsemek İyidir, neşeli hikâyesinin satır aralarında haftanın yedi gününü ön plana çıkararak, Mimi ve yeni arkadaşını farklı maceralarda buluşturuyor.

Minik okurlarını, ilklerin heyecanıyla dolu keyifli bir kitap yolculuğa çıkaran Mimi, değer verdiğimiz kişilerle iletişim kurmak için bazen bir gülümseyişin yeterli olabileceğini anımsatıyor.

Haftanın her gününe bir kedi!

Buket Kılıç ve Özlem Arslanoğlu Sağol ikilisinden, haftanın günlerini sevimli bir öyküde buluşturan, farklılıklar üzerine, rengârenk bir resimli kitap.

Şiirsel diliyle minik okurlar için kaleme alınmış bir kedi güzellemesini andıran Kedim Pazartesi, dağınıklığı yüzünden çok sevgili kediciklerinden birini odasında bulamayan küçük Nil’in kayıp kedisini arama hikâyesini anlatıyor.

Neşeli çizimleriyle keyifli bir görsel okuma deneyimi sunan Kedim Pazartesi, dağınıklığın olumsuz yönlerinden bahsederken, düzenin hayatımızda kattığı kolaylıkların altını çiziyor.

Nil, azıcık dağınık bir çocuk. “Nil’in Odası” yazsa da kapıda, gerçekte tüm şehri bulabilirsiniz odasında. Kitaplar, giysiler ve oyuncaklar kuytulara saklanmış olsa da, aslında pek çok eşyası kayıp, küçük imparatorluğunda… Oyun hamurları, renkli saç tokaları, kutuplardan bir fotoğraf, desenli bir delgeç, bir bisiklet pompası, tahtadan bir abaküs, pembe çiçekli komik bir kaktüs... Fakat adları haftanın yedi günüyle eşleştirilmiş tatlı mı tatlı yedi kedisinin en küçüğü Pazartesi, görünmüyor ortalıklarda. Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi ve Pazar evin dört bir yanında, peki nereye saklanmış olabilir mini minnacık Pazartesi Nil’in darmadağınık odasında?..

Haftanın günlerini miniklere eğlenceli bir yolla öğreten Kedim Pazartesi, bilmeceli öyküsüyle hem merak ettiriyor hem de de bol bol düşündürüyor.

Erken öğrenme çağındaki çocukların tekrar tekrar okumaktan sıkılmayacakları bu renkli kitap, sıcacık öyküsünün satır aralarında farklılıkların zenginliğini yüceltiyor.

Peşinizde bir cadı olsa bile hayallerinizden asla vazgeçmeyin!

“Can ile Zortan’ın Maceraları” serisinden tanıdığımız Yıldıray Karakiya ve Gökçe Yavaş Önal ikilisinin hayat verdiği Prenses Olmak İstemeyen Prenses, toplumsal cinsiyet rolleri üzerine kaleme alınmış, klasik kalıpların dışına çıkan, cesur bir masal.

Kitap, hayatın kendisine biçtiği prenseslik rolünü reddedip futbolcu olmak için hayallerinin peşinden top koşturan Prenses Fıldırfış’ın eğlenceli hikâyesini konu ediniyor.

5 yaş ve üzeri okurların ellerinden bırakmak istemeyecekleri bu sevimli masal, kuralların, kendi hayallerinin önüne geçemeyeceğini akıcı ve yalın bir dille çocuklara anlatıyor.

Prenses Fıldırfış, prenses olmak istemiyor. Neden mi? Çünkü iyi bir prenses olabilmek için sabahları erken kalkmak, her daim süslü elbiseler giyinmek, gününü bitmek bilmez planlara uyarak geçirmek ve belki de en fenası, asla ama asla top oynamamak gerekiyor. Oysa Fıldırfış’ın canı sürekli futbol oynamak istiyor. Üstelik, kurallara uymadığı için onu Cadı’nın ağılına göndermekle tehdit edip hayallerinden vazgeçirmeye çalışan ebeveynleri, kral ve kraliçeye rağmen…

Prenses Olmak İstemeyen Prenses, futbolcu olmak isteyen bir prensesin hayallerini gerçekleştirmesine olanak sağlayarak, herkesin kendi hedefinin peşinden koşabileceği, eşitlikçi bir dünyanın var olabileceğini anımsatıyor.

Grimm Kardeşler’in klasik yapıtı Kurbağa Prens’e göndermelerde de bulunan bu çağdaş masal hem güldürüyor hem düşündürüyor…

Birini mutlu etmek için neler yapabilirsiniz?

Fransız yazar Ingrid Chabbert ile İspanyol illüstratör Guridi’nin imzasını taşıyan Bir Damla Deniz, hayallerin gerçek olduğu, kuşaklar arası bir sevgi öyküsü.

Bir Damla Deniz'de, hayatı boyunca denizi hiç görmemiş büyük büyükannesinin yarım kalmış hayalini gerçekleştirmek için yollara düşen küçük Ali’nin umut, fedakarlık ve azim dolu hikayesi anlatılıyor.

Şiirsel metni ve oryantal motiflerden beslenen yalın çizimleriyle her yaştan kitapseverin içini ısıtan Bir Damla Deniz, hayatta ne olursa olsun, hayalleri gerçekleştirmek için hiçbir zaman geç kalınmayacağını hatırlatıyor.

Yüz yaşındaki bir palmiyenin az ilerisinde, çölün sınırında huzurlu bir yaşam süren Ali, bir gün, artık yürümekte güçlük çeken büyük büyükannesinin tüm hayallerini gerçekleştirip gerçekleştirmediğini sorar ve onun denizi hiç görmediğini öğrenir. Ertesi gün büyük büyükannesine denizi getirmek için kovasını da alarak tek başına yola koyulur. İlk kez denizin güzelliğiyle tanışacak olan Ali’yi hayalden gerçeğe uzanan şaşırtıcı bir yolculuk beklemektedir…

Ali ile büyük büyükannesinin öyküsüne ortak olan çocukların aile bağlarının önemini kavramasına katkıda bulunan bu sevimli kitap, aynı zamanda, aile büyüklerinin torunları için alabilecekleri anlamlı bir hediye.

Sevdiklerimizi mutlu etmek adına atacağımız küçücük bir adımın bile, onlarla birlikte bizi de mutlu edebileceğini anımsatan Bir Damla Deniz, hem duygusal hem de gerçekçi hikâyesiyle kalplere dokunuyor.

"Gidiyorum. Sana denizi getireceğim."

Bilmediği cevabı hayal gücüyle dolduran çocuklara…

Fransız yazar Sophie Adriansen ve çizer Mayana Itoïz imzalı Süt Kutusundaki İnek, hızlı tüketim gıdalarıyla büyüyen kentli çocukların doğayı ve doğal gıda ürünlerini algılayış biçimlerine eleştirel bir yaklaşım getiriyor. 5 yaş ve üstündeki okurları kendi öykülerini yaratmaya teşvik eden Süt Kutusundaki İnek, meraklı miniklerin akıl yürütme becerilerini arttırıyor. Süt Kutusundaki İnek, mizahi öyküsü ve capcanlı resimleriyle çocukların hayal gücünü tetikleyen sevimli bir kitap.

Süt kutusunun üzerinde inek resmi olduğu için içerisinde bir ineğin yaşadığını düşünen bir çocuğun hayal dünyasından renkli bir kesit sunan Süt Kutusundaki İnek, okurlarına yönelttiği sürpriz sorularla bolca düşündürüyor. Çocukların bilinmeyene karşı zihinlerinde kurguladıkları düşünceleri matrak bir hikâyeyle buluşturan bu kitap, ailece okumak ve yeni öyküler yaratmak için birebir. Bu neşeli kitap, süt kutusunu andıran özgün tasarımıyla çocukların favorisi olacak.

Yıkanmaktan hoşlanmayan miniklere suyu sevdirecek bir öykü!

Yazar Selen Somer ve çizer Nurten Deliorman’ın hayat verdikleri “Pengu” serisinin beşinci kitabı.

Pengu’nun temizlik alışkanlığını konu edinen yepyeni serüveni Bu Koku Da Ne?, kişisel hijyen ve bakımın sosyal ilişkiler üzerindeki etkilerine değinen sevimli bir öykü.

Pengu, okul öncesi çağındaki çocukları, hayvanlarla insanların uyum içerisinde yaşadıkları gerçeküstü bir dünyayla tanıştırarak hem eğlendiriyor hem de bilgilendiriyor.

Gözlerine su geldiği için yıkanmayı pek sevmeyen minik Pengu, her akşam banyoya girmemek için annesine türlü bahaneler uydurur. Birkaç gün yıkanmadan okula gidince, güzel başlayan bir günün sonuna doğru tatsız bir sürprizle karşılaşır. Kitap okuma saatinde, etrafında kötü bir koku olduğunu söyleyerek arkadaşları Pengu’nun yanına oturmak istemez. Pengu acaba kendisinden geldiği düşünülen kokunun kaynağını bulabilecek midir?

Pengu Bu Koku Da Ne?, temizlik ve sağlıklı beslenme gibi önemli konulara değinirken, kişisel alışkanlıklarımızın hayatımızı nasıl etkileyebileceğini gözler önüne seriyor.

Selen Somer’in hikâyenin satır aralarına serpiştirdiği sorular, minik okurlarını düşünmeye ve öz eleştiride bulunmaya davet ediyor.

Farklılıkların bir arada var olabileceğini öğreten kitap!

İngiliz yazar ve çizer David McKee’nin, onlarca farklı dile çevrilerek sayısız okurla buluşan resimli kitabı Dişe Diş, şimdi Türkçede.

Dişe Diş, önyargı, farklılıklar, hoşgörü, sürdürülebilir barış gibi evrensel konulara değinen ironik ve kült bir eser.

Dişe Diş, vurucu metni ve yalın çizgileriyle çocukların birlikte var olmanın incelikleri üzerine okuyabilecekleri en güzel kitaplardan biri.

Bir zamanlar, yeryüzündeki tüm filler siyah ya da beyazdır. Filler bütün canlıları sever, ama birbirlerinden nefret ederler. Ormanda anlaşmazlık yaşayan siyah ve beyaz fillerin çatışmaları bir süre sonra yok edici bir savaşa dönüşür. Dünya üzerinde hiç siyah ya da beyaz fil kalmadığında, barış yanlısı fillerin torunları ormanın derinliklerinden çıkagelir. Şaşırtıcı biçimde bu filler gridir...

Savaş ve barış kavramlarını irdeleyen Zafer Kimin kitabının yanı sıra rengârenk fil Elmer’in maceralarından tanıdığımız dünyaca ünlü yazar David McKee, birlikte yaşama sanatı üzerine hiç eskimeyen bir hikâye anlatıyor.

Dişe Diş, çeşitliliği ve farklı olmayı yücelten felsefi öyküsüyle okurlarını tekrar tekrar düşünmeye ve hayatın gerçeklerini sorgulamaya davet ediyor.

Mikroplara çok yakından bakmaya ne dersiniz?

Idan Ben-Barak ve Julian Frost imzalı Bu Kitabı Yalama, sağlığımızı olumsuz etkileyen mikropların nerelerde ve nasıl barındıklarını çocuklara çarpıcı bir şekilde anlatan eğlenceli bir öykü.

Çocuklar için bir grafik roman olarak da ele alınabilecek bu resimli kitap, 5 yaş ve üzeri okurlarını, tişört, diş, kitap ve deri gibi farklı yüzeyler üstünde bulunan mikroplar arasında bir gezintiye çıkarıyor.

Komik öyküsü ve matrak çizimleriyle dikkat çeken Bu Kitabı Yalama, yüzeyleri çok yakından görme imkânı sağlayan elektron mikroskobuyla çekilen fotoğraflarla çocuk-yetişkin herkesin ilgisini çekmeyi başarıyor.

Mikroplar her yerde. Bazen bir denizin dibinde, bazen Everest Dağı'nın zirvesinde. Hatta kimi zaman, bir kitabın içinde! Üstelik çok da küçükler. O kadar küçükler ki, onları görebilmenin tek yolu mikroskopla bakmaktan geçiyor... ya da daha kolayı, bu kitabı okumaktan.

Bu Kitabı Yalama, kitapların renkli dünyasıyla yeni tanışan küçükleri, gözle görülmesi imkânsız mikropların, dört bir yanımızdaki fantastik dünyasına götürüyor. Üstelik Min adındaki mini minnacık bir mikrobun rehberliğinde...

Eğlendirirken bilgilendiren içeriğiyle farklılaşan bu komik kitap, etraftaki her şeyin üzerinde bulunan mikropları çok yakından tanıma olanağı veriyor.

Sayıları öğrenmek artık çok kolay! Üstelik eğlenerek…

Keyifli bir öykü eşliğinde çocuklara alfabeyi öğreten Ormanda Alfabe kitabının yaratıcıları Didem Ünal ve Oğuz Demir, bu kez çocukları sayıların hareketli dünyasına davet ediyor.

Denizde Sayılar, 1'den başlayıp 20'ye kadar uzanan sayıları, kitabın sayfalarında saklı sürpriz oyunlarla buluşturarak denizde geçen eğlenceli bir öykü anlatıyor.

5 yaş ve üzeri okurlara hitap eden oyun tadındaki bu eğlenceli kitap, sayıları bir öykü eşliğinde tanıtırken içindeki ipuçlarıyla dikkat algısını güçlendiriyor.

Renkli öyküsü ile farklılaşan Denizde Sayılar, her sayfada yeni bir görselin eklenmesiyle miniklerin hayal güçlerini zenginleştiriyor.

Ağa takılmış deniz canlıların mücadelesinin anlatıldığı kitap, “1” deniz feneri ile başlayıp,“20" denizatı” ile tamamlanıyor. Ritmik bir anlatımla ilerleyen Denizde Sayılar'ın sonunda ortaya çıkan deniz tablosu ile çocukların yaratıcı düşünme becerileri gelişirken, kitabın son bölümünde etkinlik sayfaları yer alıyor.

Keşiflerle dolu hikâyesi ve zengin görselleriyle Denizde Sayılar, miniklere sayıların dünyasının kapılarını eğlenceli bir oyunla aralıyor.

"Dene, Yanıl, Öğren!" serisi, okul öncesi çocukların sıklıkla yaşadığı yersiz korku ve ısrarcı davranış temelli sorunları aşmaları sürecinde öğretmen ve ebeveynlerin yardımına yetişiyor!

Özel kutusu içinde set olarak sunulan seri, her kitabın sonunda yer alan, ünlü çocuk doktoru Edwige Antier’nin ebeveynlere özel hazırladığı rehber ile farkını ortaya koyuyor. Soru-cevap şeklinde, bilimsel açıklamalar ve öneriler ışığında şekillenen bu rehber, basit ve kullanılabilir bilgilerin tümünü kitabın özgün hikâyesiyle uyum içinde paylaşıyor.

Küçük çocukların üstesinden gelmekte zorlandıkları birtakım duygu ve davranışları mercek altına alan “Dene, Yanıl, Öğren!”, çocukların ve dolayısıyla tüm anne babaların hayatını kolaylaştırıyor.

Aytül Akal ile Zeynep Özatalay'ın hayat verdikleri “Mıymıy Teyze” serisi 5. kitap Evde Yalnız ile tamamlanıyor.

Yansıma sözcüklerle zenginleşen kıpır kıpır öyküsü ve mizahi resimleriyle 5 yaş ve üzeri çocukların sevgisini kazanan Mıymıy Teyze, serinin son kitabında yine çok güldürüyor.

Her kitapta bambaşka bir ruh hali ve macera ile karşımıza çıkan Mıymıy Teyze, yaş ve deneyim gözetmeksizin insanların birbirleriyle dayanışmasının ve yardımlaşmasının önemini vurguluyor.

Evde yalnız olan Mıymıy Teyze için aksiliklerle dolu bir gündür. Musluk bozulur, avize devrilir, sandalye kırılır… Ümidini yitirip yapayalnız olduğunu düşündüğü sırada birden kapısının zili çalar… Gelen kimdir acaba?

Çocukların Mıymıy Teyze'si, şekilden şekile girip kıkır kıkır güldürdüğü bu son macerasında, komşuluk ilişkilerine değinerek, birlikte olunca tüm sorunların üstesinden gelinebileceğini gösteriyor. Yeter ki insanlar istesin…

İllüstratör, yazar Galia Bernstein’dan, bakmakla görmek arasındaki ince farkı, mizahi cümleler ve dikkat çekici görseller eşliğinde anlatan eğlenceli bir kitap: Ben Bir Kediyim

5 yaş ve üzeri minikleri, sevimli bir kendini keşif serüvenine çıkaran bu resimli öykü, küçük okurları hem güldürüyor hem düşündürüyor.

Çitadan pumaya kedigiller familyasının bütün üyelerini tanıtan Ben Bir Kediyim, farklı özelliklere sahip olmanın güzelliğini vurguluyor.

Simon sevimli bir ev kedisidir. Bir gün, kedigiller ailesinin diğer fertleriyle karşılaştığında, kendisinin de onlar gibi bir kedi olduğunu iddia eder ve ortalık karışır. Ailenin bütün büyük üyeleri tek bir ağızdan kahkahayı basar! Küçük Simon’un ne aslan gibi yeleleri vardır, ne de çita gibi hızlıdır. Puma gibi sert ya da kaplan gibi turuncu da değildir. Oysa Simon tüm bunlara rağmen bir kedidir ve bunu diğerlerine kanıtlamalıdır…

Ormanın kralından evin ufaklığına her boydan kediyi sayfalarına taşıyan Ben Bir Kediyim, “farklıyız ama aslında aynıyız” ilkesini ön plana çıkaran sevimli öyküsüyle çağdaş bir resimli kitap klasiği olmaya aday.

“Simon, diğer herkesten küçük de olsa bir kedi olduğunu herkese kanıtlıyor. Mizahi cümleleri ve Simon’ın bakış açısından yansıtılan görselleriyle Ben Bir Kediyim, eğlenceli ve öğretici bir kitap.”

- Booklist

Kapımda asılı duran şu torba da nereden çıktı?

Postacı adresi mi karıştırdı, yoksa biri çöpünü mü bıraktı?

Çocuk ve gençlik edebiyatımızın bol ödüllü yazarı Mavisel Yener’in beğeniyle okunan “Mimi’nin Serüvenleri” dördüncü kitap Kim Bu Yaramaz? ile devam ediyor.

Mimi, komşularının bayramını kutlamak için küçük hediyeler hazırlayıp evlerinin kapılarına asar. Asar asmasına ama kimse hediyeleri onun bıraktığını anlamaz ve ona teşekkür etmez! Acaba Mimi bir şeyleri yanlış mı yaptı?

Her kitabında farklı duyguları ön plana çıkaran Mimi, yeni serüveninde hoşgörü ve paylaşmanın önemini vurgularken, önyargılar ve hayal kırıklığı ile baş etmenin yollarını öğreniyor.

Esra İlter Demirbilek’in neşeli resimleriyle renk kattığı bu sevimli öykü, merak duygusunu sevgi dolu bir masala dönüştürerek minik okurlarını şeker tadında bir yolculuğa çıkarıyor!

Çocukken öğrenilen korku ve alışkanlıkları hafife almayın!
Zeytin okula gitmek istemiyor. Çünkü Zeytin’e göre okul hiçbir işe yaramıyor. Cingöz ise karanlıktan korkuyor.

Söyleyin bakalım, her şeyi sayabilir misiniz? Mesela yeryüzündeki tüm insanları, hayvanları ve nesneleri? Gökteki tüm yıldızları, uyduları ve gezegenleri?

Beş yaşındaki Lina saymaya bayılıyor, hatta dağ evlerine giderken yol üzerindeki bütün telefon direklerini sayabiliyor. Tamı tamına iki yüz kırk adet direk sayıyor ve bir anda direklerin sonu geliyor! Sıfır en küçük sayı diye düşünüyor Lina. Peki ya en büyük sayı?

Bin sayısı büyük. Yüzden daha büyük. Ama en büyük değil. Milyon daha büyük. Ama en büyük mü?

Googolpleks bir sayı. Üstelik büyük bir sayı. Düzgün bir ismi olan en büyük sayılardan bir tanesi. Acaba anlamamızın bile mümkün olmadığı bu kadar büyük bir sayı ile neler yapabiliriz? Lina da googolpleksi bir türlü anlayamıyor. Var olan her şeyden. Olmuş olan her şeyden. Ve her şeyi oluşturan her şeyden de büyük bir sayı olduğunu düşünüyor ama yine de bir yerlerde tıkanıp kalıyor…

Sahi, biz insanlar o kadar büyük bir sayı bulmuşuz ki, kendimiz bile anlayamıyoruz. Bir düşünsenize! Bunun sebebi ne olabilir?

Norveçli yazar Magnus Holm ile ressam Rune Markhus'un imzasını taşıyan bu dikkat çekici kitap, belki de şimdiye dek sayılar üzerine hazırlanmış en sıra dışı çalışma. Küçüğünden büyüğüne, hatta sayılamaz boyuttaki devasa, şaşırtıcı bir sayı olan googolplekse uzanan Sayıların En Büyüğü deyim yerindeyse evrendeki bütün sayılar hakkında. Bir de ailesiyle dağ evine doğru yolculuğa çıkan küçük kız Lina var tabii...

O zaman sayma sırası sizde! Şu adı da kendi gibi tuhaf olan googolpleks sayısı gerçekte ne kadar BÜYÜK olabilir? Haydi, tahminleri alalım?..